Ana sayfa > Bireysel Psikoterapi > Travma ve İyileşme > Psikoterapi Beyni Değiştirir

Psikoterapi Beyni Değiştirir

Psikoterapi Beyni Değiştirir

Nörobiyolojiyle ilgili yapılan son çalışmalar psikoterapinin beyni değiştirdiğini kanıtladı. Teknolojinin hızla artmasıyla birlikte psikoterapi ve beyin üzerinde yapılan araştırmalar da hız kazandı. fMRI (beyin görüntüleme cihazı)sonuçları psikoterapinin beyinde yapısal bir değişiklik yarattığını gösteriyor. Psikoterapiye gelen danışanlarla ilgili yapılan çalışmalarda danışanların psikoterapide en hızlı ilerlediği dönemin danışmanlığın ilk bir senesinde olduğu saptandı. Bu süreçte danışanların beyninde çok hızlı bir şekilde yeniden yapılanma süreci olduğu, psikoterapi sonrasında; birinci yılın sonunda ise danışanın ilerlemesinin yavaşladığı ve beynin oluşturduğu yeni yolakları sağlamlaştırdığı gözlendi.

Beynimizin İşleyişi
Beynimizin iki yarım küresi vardır. Sağ beyin duygulardan ve anılardan sorumlu bölgedir, sol beyin ise mantıklı faaliyetlerin yapıldığı kısımdır. Sağ beyinde anılar, sol beyinde bu anıların bilgileri vardır. Anılardan sorumlu bölgeler hipokampüs, amigdala ve hipotalamustur. Sağ beyinde olumsuz duygular fazlayken, sol beyinde olumlu duygular daha fazladır. Sağ beyin ortalama 0-18 aylar arasında oluşur ve tamamlanması ergenliğin sonuna kadar sürer. En yoğun duygulanımlar 0-18 ay arasında oluşur. Bu dönemde çocuğun sağ beyninin oluşmasındaki en etkili kişi anne’dir(çocuğa bakım veren kişi) . Çocuğun beyni bu süreçte annenin beyniyle senkronize olur. Annenin sağ beynindeki yani kendi çocukluğundaki anılar ve bilgiler bu dönemde bilinçdışı bir şekilde çocuğa aktarılır.

Sol beyin ise daha çok mantıklı tarafımızı simgeler. Özellikle hipokampüs sol beynin en önemli kısmıdır. Hipokampüs ortalama bir buçuk yaşından sonra oluşmaya başlar. Sözel alan yani çocuğun konuşmaya başlaması bu bölgenin gelişmesiyle bağlantılı olarak ilerler. Dolayısıyla duyguları söze dökme kısmımız beynimizin sağ bölgesinin gelişmesinden sonra oluşur.

Amigdala
Amigdala beynin sağ yarımküresinde bulunur. Hamileliğin sekizinci ayında tam bir olgunluğa erişir. Başta korku olmak üzere duyguların denetiminden sorumludur. Duygusal olaylarla ilgili hafızanın oluşumu da bu bölgenin işlevleri arasındadır. Amigdalayı en çok ateşleyen duygu korku ve iğrenmedir.

Amigdala bilinçli beynimizden hızlı çalışır. Araştırma sonuçlarına göre beynimiz karşılaştığımız kişilere ve olaylara 400-500 milisaniyede yanıt verir. Bilinçli kısmımız ise 14 saniyede karar verir. Amigdalanın görevi bizi tehlikelerden korumaktır.

fMRI(Manyetik Rezonans Görüntüleme) çekimlerinde kırmızı görünen yerler beynin çok çalıştığı yerler, mavi görünen yerlerse beynin az çalıştığı yerlerdir. Kişinin beyninde oksijen ne kadar kullanılıyorsa kırmızı olma olasılığı o kadar artar. Ne kadar mavi görünüyorsa orada oksijen oranı azalır.

Psikoterapiye giden danışanlarla ilgili yapılan araştırmalar fMRI görüntülerinde danışanın danışmanlığa başlamadan önceki süreçte amigdaladaki ateşlenmesinin yani kırmızı alanın çok fazla olduğunu, danışmalıktan bir yıl sonra ise amigdaladaki ateşlenmenin azaldığını ve mavi alanların arttığını gösteriyor.

Hipokampüs
Hipokampüs hafızayla ilgili kısımdır. Ortalama bir buçuk yaşından sonra gelişir. Yetişkinliğin ilk dönemlerine kadar gelişmeye devam eder. Yavaş gelişir. Hipokampüste yüksek düzeyde kortizol salgılanır. Strese bağlı yüksek kortizol seviyeleri hipokampüste BDNF miktarını azaltır.

Sonuçta uzun süreli strese maruz kalan kişilerde hipokampüs küçülmeye başlar ve Alzheimer eğilimi artar. Kısa süreli stres hafızayı olumlu etkilerken, stres uzun sürdüğünde BDNF azalır. BDNF bağlantıları çoğaltan bir maddedir, bu madde azaldığında hafıza bozulmaya başlar.


Bunun anlamı: Çocukluk çağı travmaları olan birisi bu travmalarla günlük hayatta karşılaştıkça giderek hafızası bozulmaya başlar ve bu kişinin Alzheimer olma olasılığı artar.

Monotonluk Beyni Küçültür
Psikoterapi beyni değiştirir Monotonluk yani otomatik pilotta yaşamak beyni küçültür. Yeni bir şey yapmamak, her gün benzer gıdaları tüketmek, sürekli aynı insanlarla görüşmek, sürekli aynı yolu kullanmak uzun sürede beyni küçülten bir şeydir. Beyinde iki tür faaliyet vardır. Bunlar; yavaş beyin faaliyeti ve hızlı beyin faaliyetidir. Yavaş beyin faaliyeti yeni bir şey öğrenirken aktifken hızlı beyin faaliyeti otomatik pilotta çalışır.

Beyindeki bağlantılar yeni şeyler öğrendiğimiz zaman artar, yeni şeyler öğrenmediğimiz zaman azalır. Beynin en önemli ilkesi tasarruftur. Eğer kişi yeni bir şey öğrenmiyorsa beyin kişinin hayatını otomatik pilota bağlar. Yeni öğrenilen her şey yavaş beyin faaliyeti olarak adlandırılır. Örneğin araba kullanmayı öğrenmek yavaş beyin faaliyetidir. Beyin ortalama altı ay- bir sene sonra araba kullanmayı otomatik pilota bağlar.

Psikoterapi yavaş beyin faaliyetidir. Danışanlarla ilgili yapılan çalışmalarda psikoterapiye başlayan danışanların beyninde yeni nöronal yolakların oluştuğu, beyindeki bağlantıların artığı ve prefrontal korteks faaliyetlerinde artma saptanmıştır. Prefrontal korteks bizi diğer canlılardan ayıran mantıksal kısmımızdır. Geleceği öngörmek, engellenmeye tahammül edebilmek, hayal kurabilmek, geleceğe dair uzun süreli planlar yapabilmek için bu bölgenin gelişimi çok önemlidir. Halk dilinde olgunluk diye tabir ettiğimiz kısım bu kısımdır. Bu kısım psikoterapide de bilinçli kısmı simgeler. Prefrontal korteks aynı zamanda beynin analiz yapabilen, mantıklı kısmıdır. Dilin üst düzeyde kullanılmasını da sağlar.

Her Türlü Duyguyu Deneyimlemek Önemlidir
Beynimiz iki şekilde çalışır. Birincisi elektrikle, ikincisi nörotransmitterle çalışır. Elektrik hücreler arasında bir elektrik akımı olmasıdır. Daha sonra da bir hücreyle diğer hücre arasında bir geçiş olur. Orada da bazı maddeler salgılanır. Dopmain dediğimiz, seratonin, endorfin diye ifade ettiğimiz bu maddelerin adı nörotransmitterdir.

Beyinde en çok olan nörotransmitter glutamattır. Glutamat yüzde yetmiş beyni hızlandırır. GABA yüzde yirmi beyni yavaşlatır. Aşırı glutamat bir süre sonra beyin hücrelerini öldürür. Hiperaktivite beyni öldürür. Aşırı yavaşlık da beyni öldürür. Her türlü duyguyu deneyimlemek gerekir.

Anksiyetede glutamat artar. Çok sinirli olduğunda glutamat artar. Yeni bir bilgi öğrenmede glutamat artar. Şizofrenide glutamat azalır. Uslu çocuklarda(aşırı uyumlu yetişkinlerde) glutamat azalır.

Psikoterapi ilerledikçe beyinde protein sentezi artar. Sinir hücrelerinde dallanmalar artar. Glutamat salınımı dengelenir. Danışan olumlu duyguyu da olumsuz duyguyu da deneyimlemeye açık olur.