Duygusuz Evler – Duygusuz Adam

Duygusuz evler ‘de duygusuz insanlar yaşar. Bu evlerde insanların birbirlerine duygularını göstermeleri yasaklanmış gibidir. Duygularını gizlemen gerektiği hiç bir zaman dile getirilmez ama herkesin bildiği ortak bir bilgi vardır o da duygularını göstermek tehlikelidir. Dışarısı tehlikelidir, insanlar tehlikelidir, dünya güvensiz bir yerdir.

Duygusuz Evler Duygusuz Hayatlar
Bu tarz evlerde büyüyen çocuklar dışardaki insanlara güvenmez, duygularını göstermenin zayıflık olduğunu düşünür, duygularını gösterirse alay edileceğinden, küçümseneceğinden korkar, duygularını kontrol edemeyeceğinden korkar, hata yapacağından korkar, diğerinin yakınlığından korkar.. Bu ve bunun gibi pek çok korku bu kişilerin duygularına temas etmesini engeller.Bu kişiler çoğunlukla robotik hareketleri olan kişilerdir. Ara ara kendilerini dışardan izliyormuş duygusuna kapılırlar.

Çocuklukta Yaşanan Travmatik Olaylar
Çocukluk döneminde yaşanan travmatik deneyimler kişinin duygularını bastırmasına neden olabilir. Mesela çok küçük yaşta yaşanan anne, baba ya da yakın birinin kaybı çocuğun duygularını kapatmasına sebep olabilir. Diğer nedeni de ailenin böyle olmasıdır. Aile duygusuz (!) Bir aileyse çocuk da duygularını gizlemesi gerektiğini öğrenir.

Duygularını hissedebilmek beyin acısından çok değerlidir. İnsan yaşadığını duygularını hissedip ifade edebilirse anlar. Bu kişiler duygularını tam olarak adlandıramaz, en önemlisi sözcüklere dökemez. Psikoterapinin güçlendirmeyi amaçladığı yer burasıdır. Kalbinin sesini yani duygularının dilini dinlemeye yatkın olanlar ordan gelen mesajları daha iyi anlar. Bu da içerinin ve dışarının uyumlu olmasını sağlar. Bedenle beynin uyumu ise size yaşadığınızı hissettirir.